ProtaStructure Suite 2024'ün gücünü keşfedin; tasarım, modelleme, analiz ve detaylandırma tek bir sorunsuz tıklamada birleşiyor. Yapısal mühendisliğinizi yeni bir verimlilik ve hassasiyet seviyesine taşıyın.

Sosyal Medyalarımız

Haberler Mart 1, 2023

Depremin Sembollerinden Biri Haline Geldi, Peki Umudun Sembolü Olabilir Mi?

Hatay’ın Defne ilçesinde, üç büyük depreme rağmen ayakta kalan dokuz katlı bina büyük dikkat çekti. 1975 yılında inşa edilen ve 2009 öncesinde kritik zafiyetleri bulunan bina, bugün güçlü bina güçlendirme uygulamalarıyla hayatta kaldı.

Prota Yazılım Ürün Yöneticisi, İnşaat Yüksek Mühendisi Mustafa Tümer Tan, bu süreci ve kullanılan yöntemi röportajlarında açıkladı.

Fox TV

Kimse Evinden Çıkmak Zorunda Kalmadı, Uygulama 5 Ayda Tamamlandı

Karbon lifli polimer ile bina güçlendirme  uygulamasının deneysel ve teorik çalışmaları, o dönem ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Güney Özcebe ve Prof. Dr. Barış Binici tarafından yapıldı ve 2007 deprem yönetmeliğinde de yerini aldı. İnşaat Yüksek Mühendisi Mustafa Tümer Tan yüksek lisans bitirme tezi kapsamında uygulamayı sahaya taşıdı.

NATO, 50,000 Euro destekle başlattığı ve 5 ay süren onarım ve sistem güçlendirmesi çalışmalarını finanse etti. Bina sakinlerinden cüzi bir katkı payı topladık ve uygulayıcı firmalar ücretsiz çalıştı. Uygulamanın daha da ilgi çekici olan yanı ise bina sakinlerinin bu çalışma süresince evlerinden çıkmalarının gerekmemiş olması!

Bina Güçlendirme

Bina güçlendirme çalışmasının ilk aşamasında mevcut durumu inceledik ve binadan veriler topladık. Sistem güçlendirmesi, topladığımız bilgilere dayanarak mevcut kusurları giderecek şekilde planlandı. Tan, binanın önceki halini Oksijen Gazetesi’ne şöyle anlattı: “Bina, bodrum+zemin+8 kat üzerine, 1999 yönetmeliğinden önce inşa edilmişti. Zemin kat 5 metre yüksekti ve betonarme perde duvarlar yoktu. Bu duruma ‘yumuşak kat’ denir. Deprem enerjisi bu kattaki kolonlara hasar verir ve binanın geri kalanında deprem enerjisi sönümlenemeden göçer.”

Binada taşıyıcı sistem zaafiyeti ve malzeme zafiyeti tespit ettik. Deprem yönetmeliğine göre binalarda C30 beton kullanmamız gerekirken, bu binada C10 (10 MPa) beton kullandık. Demirler S420 ve nervürlü olmalıydı, ancak biz S220 ve nervürsüz demirler kullandık. Ayrıca, kolon ve kirişlerde modern deprem yönetmeliklerine uygun etriye uygulaması yapılmamıştı. Bodrum, zemin ve birinci kattaki demirlerde ciddi oranda korozyon tespit ettik.

Güçlendirme ve onarım öncesi mevcut kolon donatıları
Güçlendirme ve onarım öncesi mevcut kolon donatıları

Onarım ve Güçlendirme

Tan, FOX Haber’e verdiği röportajda bina üzerinde yapılan onarım ve güçlendirme çalışmalarını da ayrıntılarıyla anlattı. Binaya uygulanan onarım işlemleri kapsamında korozyon tamirini tamamladık. Demirlerde korozyona rastlanan yerlerde betonu sıyırdık, pasları temizledik, pas önleyici kimyasallar uyguladık. Daha sonrasında yüksek dayanımlı tamir harcı ile kapattık ve lifli karbon polimer tabakalarla kapladık.

Korozyon tamiri
Korozyon tamiri kapsamında, önce kolonlardaki paspayını sıyırdık ve pasları temizledik.
Kimyasal uygulanarak kolon harç ile kaplandı
Donatılardaki pas temizlendikten sonra koruyucu kimyasal uygulanarak kolon harç ile kapladık

Bina güçlendirme aşaması betonarme perde duvarlarla başladı. Binayı güçlendirmek için dıştan betonarme perde duvarlar inşa ettik. Tan, bu işlemi şöyle açıkladı: “Yanal ötelemesi yeterince önlenmemiş çerçeve sistemli binalar, yönetmeliğe uygun detaylandırılmamış ve iyi denetlenmemişse depremde hasar görme riski taşır. Perde duvarlar, yanal ötelemeyi kısıtlayarak hasarı önler.” Geleneksel güçlendirmede, tuğla duvarları yıkarız. Ancak, bina sakinlerini evlerinden çıkarmadan, dıştan betonarme duvarlar ekledik ve taşıyıcı sistem elemanlarına ankrajladık. Binanın mevcut temeli kirişli radye temeldi. Dıştan uyguladığımız betonarme perdelerin altına temel çukurları kazıyarak temel genişletme işlemi yaptık.

Lifli Karbon Polimer
Lifli Karbon Polimer işlemi, belirlenen iç tuğla duvarlara ustalar uyguladı

Lifli Karbon Polimer işlemi, binadaki uygun tuğla ustalar duvarlara uyguladı. Ayrıca Tan, lifli karbon polimer uygulamasının tuğla duvarların deprem anında taşıyıcılığını artırmak için çapraz şekilde uygulandığını ve duvarları kompozit bir taşıyıcı elemana dönüştürdüğünü belirtti. Bu şekilde, tuğla duvarın yıkılmasını engelledik ve binanın iç çerçevelerinin yanal yüklere karşı direncini artırdık.

Bütün bu çalışma ise yalnızca 5 ay içerisinde tamamlandı.

Tek Başına Lifli Karbon Polimer Yeterli Değil

Mustafa Tümer Tan, öncelikli amaçlarının binayı boşaltmadan alternatif bir güçlendirme yöntemi uygulamak olduğunu söyledi. Ayrıca, sadece lifli karbon polimerin her yapıda tek başına yeterli olmayacağını ifade etti.

6 Şubat’ta ve devamında yaşadıklarımız, sismik aktivitenin yüksek olduğu bir coğrafyada yaşadığımızı bir kez daha hatırlattı. Ancak, her seferinde hatırlamaktan ziyade, belki de hafızamızdan çıkmasına izin vermemeliyiz. Ayrıca İnşaat mühendisleri olarak yaptığımız her tasarımda bu gerçeği aklımızın bir kenarında tutmalıyız.

Prota Yazılım ekibi olarak, değerli ürün yöneticimiz Mustafa Tümer Tan’ı tebrik ediyoruz ve ülkemizde herkesin sağlam yapılarda güvenle yaşamasını diliyoruz.